Evrensel Gazetesi muharriri Kozmik Alım, satranç sporunun Türkiye’de bir rant aracına dönüştürüldüğünü ve çocuklarının satrancı öğrenmesini isteyen ebeveynlerin sömürüldüğünü yazdı. Alım yazısında, çocuğu Avrupa’da bir turnuvaya katılmaya hak kazanan bir ebeveynin yaşadıklarına yer verdi.
Bilgin’in yazısı şöyle:
“Türkiye’de rant için çocuk sporuna dönüştürülen satrancın en çok sömürdüğü kitle küçük yaştaki sportmenlerin ebeveynleridir. Sistemin içine yeni giren bir ebeveyn tertemiz hislerle çocuğunun zihinsel gelişimi açısından yararlı olduğunu düşünerek satranç dersi aldırmaya başlar. Birçoklarının satranç hakkında en ufak bir bilgisi yoktur lakin tekrar de emek, vakit ve büyük paralar harcayarak turnuvadan turnuvaya götürür çocuğunu. Vakitle satrançta rekabetin çok sert olduğunu hissetmeye başlar. Lakin sistem adeta bir kapan üzeredir, içine bir kez girdiniz mi çıkamazsınız, çıkmak çocuğunuza ihanet etmek üzere gelir. Artık kolay bir ava dönüşmüştür ebeveyn. Sistemin önünüze koyduğu en büyük havuç çocuğunuzun ulusal ekibe katılma hakkı kazanabilecek olmasıdır. Bu sayede hem çocuğunuz için eğitim kurumlarında burs kazanma bahtı elde edebiliyor hem de muvaffakiyetinden gurur duyuyorsunuz. Türkiye Küçükler ya da Yıldızlar Şampiyonası küçük atletler ve veliler için bu açıdan çok kıymetli.
İki gün evvel çocuğu ulusal kadroya girmiş bir baba bana telefonda Federasyon tarafından nasıl aldatıldıklarını anlattı: “2020 Türkiye Küçükler Şampiyonası’nda … yaş kategorisinde çocuğum Türkiye derecesi yaptı. Girit’te yapılacak olan Avrupa Yaş Kümeleri Turnuvası’na katılmaya hak kazandı. Ancak pandemi nedeniyle hak kazandığı bu yarışa katılamadı. 2021’de yaş kümeleri turnuvası online olarak düzenlenecekti ve federasyona “Biz bu online turnuvaya katılırsak 2020’de hak kazandığımız Avrupa Şampiyonası’ndaki hakkımızı sorduk. Online turnuvaya girmemizde bir sorun olmadığı, o hakkı kaybetmeyeceğimiz söylendi. 2022 Mayıs’ında Türkiye Satranç Federasyonu’nun (TSF) duyurusunda birinci üçe giren atletlerin Avrupa Yaş Kümeleri Turnuvası’na Federasyon davetlisi olarak (Masrafların karşılanması manasına geliyor) katılacağı açıklandı. Lakin TSF’nin yaklaşık on gün evvel yaptığı duyuruda online turnuvaya katılan sportmenlerin davetli listesinde olmadığını gördük. Hak kazanan sportmenlerin davet edilmemesi masraflarının kendileri tarafından karşılanacağı manasına geliyor. Hülasa çocuğumun Türkiye derecesi yaparak ulusal formayla müsabaka hakkı kazandığı turnuvaya girebilmesi için 11 bin 400 TL, benim de ona refakat edebilmem için 13 bin 360 TL’yi yani toplamda 25 bin TL’yi konaklama bedeli olarak ödemem gerekiyor. Üstelik Federasyon tarafından öteki bir otelde konaklamamıza da müsaade verilmiyor.”
Olayın duyulmasının akabinde Büyük Usta Kıvanç Haznedaroğlu da bu haksızlığa tahammül edemedi.
“…Ülkeni temsil etmek için birinci 3 dereceden birisini alırsan 11 bin TL ödeme hakkına sahip oluyorsun. Evet, yanlış duymadınız birinci 3’e girdiğiniz vakit 11 bin TL ödeyerek ülkenizi temsil edebiliyorsunuz. Hem de hakkınızın geçerli olduğunu resmi sitede duyurmalarına karşın hakkınızın geçerli olmadığı ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Tekrar de enseyi karartmayın. Neyse ki ödül alan yöneticilerimiz ve sokakta satrancımız var” sözleriyle reaksiyonunu ortaya koydu.
Satranç topluluğunun sevilen antrenörlerinden, birebir vakitte satranç müellifliği da yapan Özgür Akman da her zamanki cüretiyle duruma itiraz etti. Akman, “Yalan söylemenin dayanılmaz hafifliği” başlıklı uzun yazısında, “Sosyal medyada öve öve bitirilemeyen, ısmarlama ödüllere boğulan, yandaş olduğu sürece her türlü etik dışı sporcu-antrenör-hakem hareketlerine göz yuman hatta bunu dillendirenlere ceza veren, Sn. Gülkız Tulay başkanlığındaki Türkiye Satranç Federasyonu İdaresi bu karara imza atıyor. Satranç bilmemeniz sorun, makus yönetici olmanız sorun, hatta kolay bir taahhüdü bile yerine getirmekten aciz olmanız hepsinden büyük sorun… Heyhat, satranç cahili yöneticilerin keyfiyetlerinden kaçamıyoruz. Ayan beyan çocuklara, ailelere haksızlık yapıp, göz nazaran göre beşerlerle alay eder üzere alınan bu son karara sessiz kalamadım” dedi.
Siyasi iktidarın takviyesiyle başkanlık makamını on yıldır işgal eden Gülkız Tulay periyodu bilhassa küçük atletlerimizin geleceğini çalıyor. “
(YAZININ TAMAMI)