Birgün gazetesi müellifi Timur Soykan, Bulgar hata örgütü başkanı Vukotic’in İstanbul’da bir motosikletli tarafından öldürülmesini değerlendirdiği yazısında, Türkiyeli kabahat örgütleri ile Balkanlardaki mafya kümelerinin bağlarına dikkat çekti. Soykan, Türkiye’nin Balkan mafyasının art bahçesi olmakla kalmayıp Dünyanın mafya üssüne de dönüştüğünü belirtti.
Timur Soykan’ın “Balkan mafyasının art bahçesi” başlıklı yazısı şöyle:
“Yeraltı dünyasının gerçekleri birden fazla vakit cinayetlerle gün yüzüne çıkar. Sırbistan-Karadağ merkezli Avrupa’nın büyük hata örgütlerinden Skaljari’nin başkanı Jovan Vukotic’in İstanbul’un göbeğinde öldürülmesi de çok kıymetli mafya gerçeklerini ortaya koydu.
Eskiden Balkanlar, Türk mafyasının art bahçesiydi. Vikotic suikastından sonra görüyoruz; artık Balkan mafyasının art bahçesi de Türkiye.
Ayrıca bu çok profesyonel cinayet, Balkanlardaki mafya kümeleriyle Türkiye merkezli hata örgütlerinin derin işbirliğini gözler önüne seriyor. Ve tabi ki Türkiye’nin dünyanın mafya üssüne dönüştüğünün altı kalın bir formda tekrar çiziliyor.
En başından özetleyelim.
Balkanların turizm merkezi Karadağ, uzun yıllardır cürüm örgütleriyle anılıyor. Bilhassa uyuşturucu kaçakçılığının değerli duraklarından. Deniz kıyısındaki küçük Ortaçağ kenti Kotor ise mükemmel görünümünde büyük bir mafya gerçeğini gizliyor. Yıllardır Kotor’un Kavac ve Skaljari mahallelerindeki kabahat örgütleri birlikte uyuşturucu kaçakçılığı yapıyordu.
2014’te İspanya Valencia’da 300 kilo kokain yakalanınca Kavac kümesi, Sırp kökenli Skaljari kümesini suçladı ve Avrupa’nın en kanlı mafya savaşlarından biri başladı. Karadağ, Sırbistan, Ukrayna, Avusturya ve Yunanistan’da en az 50 kişi öldürüldü. Kiminin aracına bomba yerleştirildi kimi lokantada uzun namlulu silahlarla tarandı. Birtakım cesetlerin asit kuyularında yok edildiği biliniyor. 7 yıldır süren savaşta Kavac klanının en büyük gayesi Jovan Vukotic’i öldürmekti.
2018’de Vukotic, Antalya’da uydurma kimlikle yakalandı. Tolga Şardan’ın haberinden öğreniyoruz; onun iadesi için Sırbistan İçişleri Bakan Yardımcısı Türkiye’ye gelmiş ve kar maskeli bir takım İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun özel uçağı ile Vukotic’i götürmüş.
MIKNATISLI PATLAYICIYLA SUİKAST GİRİŞİMİ
Önce Sırbistan’da yargılanıp sonra Karadağ’a iade edilen Vukotic yalnızca 19 ay mahpusta kaldı. Bu sırada babası Kotor’daki meskeninin önünde öldürüldü. O hapisteyken 20 Ocak 2020’de örgütü yöneten yardımcısı İgor Dedovic ile Stevan Stamatovic ise Atina’daki bir lokantada ailelerinin yanında otomatik silahlarla tarandı.
Skaljariler ise Kavacların önderi Slobodan Kascelan ve Radoje Zivkovic’e tekraren suikast teşebbüsünde bulunmuştu. Kascelan 2021’de yakalandı. Onu mahkemeye götüren zırhlı araca Skaljariler motosikletten mıknatıslı patlayıcı atmak istemişti.
8 Eylül 2022’de Vukotic’e İstanbul’un göbeği Mecidiyeköy’de saat 19.00’da sıkılan kurşunlar bu savaşın son atılımıydı. Sedat Peker’in ifşalarından sonra TRT’de özel yayına çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yakalayıp deport etmekle övündüğü Jovan Vukotic 2021’de tekrar Türkiye’ye girmişti. Cinayet günü gebe sevgilisi ve yanlarında küçük oğluyla Ataköy’deki konutlarından çıkmış, Güçlü Center’a gidiyorlardı. Arabası Türk sürücüsü kullanıyordu. Motosikletle yaklaşan iki suikastçı trafikte bekleyen aracın yanında durdu. Motosikletin gerisindeki tetikçi 4 kurşunla Vukotic’i öldürdü.
PLAKAYI SAKLAMAK İSTEDİ Mİ?
Bir teze nazaran; cinayetten çabucak sonra sürücü, arabanın plakasını söküp bagaja koymuştu. Sürücü de gözaltına alındı. Şayet plakayı gizlediği doğruysa gizlenmek istenen neydi? Vukotic bu plaka sayesinde mi İstanbul’da rahatça gezebiliyordu? Ya da plakada Türkiye’deki mafya kontaklarının izi mi var? Bilmiyoruz.
Ne kadar profesyonel bir cinayet olduğunu ise Sözcü’den Habip Atam’ın haberiyle öğrendik. Polis cinayetin akabinde arabanın altında iki ve bagajda ise bir GPS ilişkili takip aygıtı bulundu. Kamera kayıtlarından ise Vukotic’in aracını İzmir plakalı bir aracın 2-3 dakika gerisinden daima takip ettiği belirlendi.
MOTOSİKLETLİ TETİKÇİLER ÇETESİ
Henüz cinayet aydınlatılmadan polisin suikast takımının Türk olduğu ihtimaline tartı verdiğini öğrenmiştim. O denli çıktı. Argümana nazaran; yakalanan tetikçiler, İstanbul Beyoğlu merkezli Barış Boyun’un çetesinin mensupları. Bu çete silahlı ataklarda sıklıkla motosikletli tetikçiler kullanıyor. Yalnızca bu yıl tehdit ettikleri bir iş beşerinin aracını iki gün içinde iki defa motosikletli saldırganlarla kurşunlamışlardı. Beyoğlu ve Şişli’de motosikletli çete mensupları rakip çetelerle çatışmaya girmişti.
Barış Boyun yurt dışına kaçmıştı ve Kırmızı Bülten ile aranıyordu. Gürcistan’da yakalanmış fakat hür bırakılmıştı. Geçen ay İtalya’nın Rimini kentinde bir otelde yakalandı ve tutuklandı.
Vukotic’i takip eden araba ise profesyonel suikastta İzmir merkezli bir cürüm örgütünün irtibatını ortaya koydu: Camgözler Çetesi. Suikast için takipte olan araçta Binali Camgöz’ün adamı Furkan Y. ve bir bayan vardı.
Binali Camgöz onlarca cürümden Kırmızı Bülten ile aranıyordu ve 6 Temmuz 2022’de Karadağ’da yakalandı.
FETÖ BORSASI CİNAYETİYLE SUÇLANDI
Binali Camgöz’ün ismi Türkiye’de FETÖ Borsası’nı gözler önüne seren çok karanlık bir cinayetle gündeme gelmişti. İzmir’deki FETÖ Borsası’nı anlatan itiraflarda bulunan, konut hapsindeki Ahmet Kurtuluş, 30 Mayıs 2019’da meskenine gelen polis kılığına girmiş tetikçi tarafından öldürülmüştü. Eski AKP İzmir Vilayet Lider Yardımcısı olan Ahmet Kurtuluş’u Serkan Kurtuluş ve Camgözler Çetesi’nin öldürttüğü sav ediliyor.
Ayrıca Camgöz Çetesi, uyuşturucu sattığı tez edilen bireyleri tabanca kabzalarıyla dövüp görüntüleri toplumsal medya hesaplarından paylaşıyordu. Bu görüntülerden sonra yapılan operasyonda çete üyelerinin adreslerinde esrar ele geçirilmişti.
Binali Camgöz Karadağ’da yakalandığında üzerinde ‘Mehmet Ali Bayhan’ ismine düzenlenmiş geçersiz pasaport vardı. Geçen ay İzmir Bornova İlçe Nüfus Müdürü, iki memur, bir çaycı ve gerçek ‘Mehmet Ali Bayhan’ rüşvet karşılığı düzmece kimlik ve pasaport düzenledikleri için tutuklandı.
TRİBÜN CİNAYETLERİ TESADÜF MI?
Binali Camgöz, Karşıyaka tribün başkanı Metin Arslan nam-ı öbür ‘Dobo Metin’in öldürülmesini azmettirmekle de suçlanıyor. ‘Dobo Metin’, 4 Haziran 2022 gecesi İzmir’de uzun namlulu silahla taranarak öldürüldü. Camgöz Çetesi’nden iki tetikçi özel ambulansla İstanbul’a kaçtı. Yol denetimlerinden “İçeride koronavirüslü hasta var” diyerek geçmişlerdi.
İşin garibi; Vukotic cinayetinde tetikçilerin bağlı olduğu Barış Boyun da bir tribün başkanı cinayetiyle suçlanıyor. Kasımpaşa Spor Kulübü’nün tribün önderi Yüksel Ustahüseyin 16 Nisan 2022’de Beyoğlu’nda motosikletten ve bir arabadan açılan ateşle öldürülmüştü. Tetikçilerin Barış Boyun’un adamı olduğu tez edildi.
Atina’da 2020’de öldürülen Skaljari Çetesi’nin başkanlarından Stamatovic de 2016’da Belgrad’da Partizan Futbol Kulübü’nün taraftar kümesi önderi Aleksandar Stankovic’i öldürtmekle suçlandı.
Acaba olaylar zincirinde bu üç amigo cinayeti tesadüf mı?
KAVAC’IN ÖNDERLERİ BU RİSKİ NEDEN ALDI?
Vukotic cinayetinden sonra Camgöz Çetesi’nden Furkan Y. Gürcistan’a kaçmak üzereyken Artvin’de yakalandı. Çok enteresan bir formda Kavac Çetesi’nin başkanları de Türkiye’deydi. Daha evvel tekraren Skaljari Çetesi’nin suikast teşebbüslerinden kurtulan Radoje Zivkovic ve Zdravko Perunovic polis operasyonuyla yakalandı. Baskın yapılan adreste onların fotoğrafları yapıştırılmış İsviçre, Ukrayna, Bosna-Hersek, İtalya geçersiz pasaportları vardı.
Acaba Türkiye’deki tüm temasları ortaya çıkarılacak mı? Cinayet anında Türkiye’de bulunacak kadar kendilerine güvenmelerinin nedeni neydi?
Aylar süren bir suikast sürecine rağmen Vukotic, Kavac Çetesi’nin önderleri, Türk mafya kümelerinin takipleri ve tetikçileri nasıl güvenlik güçlerince tespit edilemedi?
Ve en değerlisi Türkiye, dünyanın mafya üssüne kimlerce nasıl dönüştürüldü?” (YAZININ TAMAMI)