CHP’li 11 büyükşehir belediye lideri, Konya’da toplantı yaptı. Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Genel Lider Yardımcısı Seyit Torun, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’na verilen mahpus cezası ve siyasi yasak kararıyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya reaksiyon gösterdi.
Torun, “Fitne ve fesat üretmekten öbür bir işe yaramayan bir İçişleri Bakanı ile karşı karşıyayız. Bu bakan, Ekrem İmamoğlu’na bir laf etmiş; liderimiz da o kelamı kendisine iade etmiş. Liderim az bile söylemişsiniz. Zira; gerektiğinde hadsize had bildirmek, 40 yetime kaftan giydirmekten daha üstündür. Bu bakan belediyelerimiz için özel bir ünite kurmuş, her gün öküzün altında buzağı arıyor. Bir şey bulamayınca da palavraya ve iftiraya sarılıyor” dedi.
Torun’un açıklamalarından öne çıkanlar şu halde:
İKTİDAR, POLİTİK BİR TERÖR UYGULUYOR: 11 büyükşehir belediye liderimizle birlikte Mevlâna kenti, müsamaha kenti Konya’da bulunmanın memnunluğunu yaşıyoruz. Bu vesile ile vuslatın 749. Yıldönümünde Mevlâna Celaleddin-i Rumi’yi bir defa daha rahmetle anıyoruz. Konuk olduğumuz bu kadim kentte, 11 büyükşehir belediye liderimizi bağrına basan Konya halkına da en içten şükranlarımı sunuyorum. Devletin temeli adalettir. Adalet bir kutup yıldızı üzere yerinde durur, geriye kalan her şey onun etrafında döner. Bir ülkede adalet yere düşüp, menfaat başa çıkarsa; orada tertip de ahlak da bozulur. Bu iktidar, ülkemizi yıllarca makûs yönetti. Ancak en kıymetlisi, insanların adalete olan inancına büyük ziyanlar verdi. Tüm vatandaşlarımız şunu görüyor: Bu iktidarın terazisi artık adaleti değil, menfaati tartıyor. Evvel bir durum tespiti yapalım. Siyasi iktidar, lokal seçimlerden bu yana gözü dönmüşçesine belediyelerimize saldırıyor. Vatandaşımıza hizmet götüren belediyelerimize karşı organize bir kötülük, politik bir terör uyguluyor. Bu pervasız taarruzların nedeni nedir? Size birkaç örnekle sıralamak isterim.
YANDAŞLARIN HORTUMLARINI KESTİK: Onlar 2019’da ‘CHP gelirse, yardımları kesecek’ diye milleti korkutmaya çalıştılar. Ancak bizim belediyelerimiz bugün prestijiyle toplumsal yardımları 4-5 katına çıkardı. Yaklaşık 4 yılda, 4 milyon 800 bin haneye 28 milyar lira fiyatında yardım götürdük. Türkiye’de Covid-19 salgınına ve ekonomik buhrana karşın; bir toplumsal felaket yaşanmadıysa, bu, bizim belediyelerimizin ve sizlerin sayesindedir.
Saldırıların bir öteki nedeni; onlar öğrencilerimizi hala tarikat yurtlarına mahkûm ederken, biz belediyelerimizde öğrencilerimiz için tertemiz yurtlar yaptık. Belediyelerdeki yurt sayısını 4 kat, kapasitelerini ise 5 kat artırdık. Onlar yurt dışında tarım toprağı ararken; biz yerli üreticiyi, çiftçiyi destekledik. 160 bin üreticimize çeşitli alanlarda 10 milyar lira takviye sağladık. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 39 milyar takviye sağlarken; bizim belediyelerimiz 10 milyar dayanak sağladı. Onlar zımnî kapaklı ihaleler ile bir avuç azınlığa para dağıtırken; biz binlerce ihaleyi canlı yayınladık, belediye meclisi toplantılarını canlı yayınladık. Şeffaf bir süreci yönettik. Onlar üç kuruş rant için, zeytinlikleri bile madenlere açmak isterken; biz kentlerimize 3478 yeni park kazandırdık. Bize saldıranlar; çocuklarınızın inançla kalabileceği kreşler yapmadılar. Fakat biz yaptık. 162 olan kreş sayısını 380’e çıkardık. Onlar binlerce ailenin elektriğini, doğal gazını keserken; biz borcu olmasına karşın 1 milyon 250 bin hanenin suyunu kesmedik. Lakin bir şeyi kestik. Maaşa bağladıkları yandaşların hortumlarını kesip; milletin kaynağını, milletin parasını millete harcadık.
Onların genel lideri, ‘Kadın-erkek eşitliği fıtrata ters’ diyordu. Biz; onlardan aldığımız belediyelerdeki bayan yönetici sayısını yüzde 91 oranında artırdık. Meclis’te; ‘ihtiyaç sahibi ailelere fiyatsız yemek verelim’, dedik. Reddettiler. Onlar yapamadılar, lakin biz bu çalışmayı başlattık. Artık onlarca belediyemizde, on binlerce öğrencimize her gün beslenme dayanağı veriyoruz. Çocukları açlığa mahkûm etmek, onlara; evlatlarımızın karnını doyurmak çok şükür bize nasip oldu. İşte belediyelerimize yönelik taarruzların kaynağı, sizlerin verdiği bu çok bedelli hizmetlerdir.
ACİZ BİR KUMPASLA KARŞI KARŞIYAYIZ: İstanbul Büyükşehir Belediye Liderimiz Ekrem İmamoğlu’na yönelik, aciz bir kumpasla karşı karşıyayız. Liderimiz hakkında verilen karar, siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçecektir. Bu karar, halkın iradesine karşı, sivil bir darbe teşebbüsünden öbür bir şey değildir. Tarih bu kararı, bu halde yazacaktır. Bu haksızlığa karşı asla yalnız değilsiniz Ekrem Liderim. Daima bir arada direneceğiz. Daima birlikte bu kararı, yırtıp atacağız. O gün ben de mahkeme salonundaydım. Bu kararı verenler, utançlarından yüzlerimize dahi bakamıyorlardı. Lakin onlara talimatı verenlerin utanma hislerinin kalmadığını da biz çok düzgün biliyoruz.
Fitne ve fesat üretmekten öbür bir işe yaramayan bir İçişleri Bakanı ile karşı karşıyayız. Bu bakan, Ekrem İmamoğlu’na bir laf etmiş; liderimiz da o kelamı kendisine iade etmiş. Liderim az bile söylemişsiniz. Zira; gerektiğinde hadsize had bildirmek, 40 yetime kaftan giydirmekten daha üstündür. Bu bakan belediyelerimiz için özel bir ünite kurmuş, her gün öküzün altında buzağı arıyor. Bir şey bulamayınca da palavraya ve iftiraya sarılıyor.
BUNUNLA ÖVÜNEN BİR İÇİŞLERİ BAKANI: Belediyelerimiz ile terörü yan yana getirmeye çalışıyor. Mahallî seçimlerden evvel de ‘CHP gelirse, faturaları teröristler dağıtacak’ dediler. Ne oldu? Bu millet fatura getiren terörist görmedi ancak FETÖ’nün yolundan gidenlerin bakanlık yapmasına şahit oldu. Bu bakan, geçen yıl; ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 557 terörist var’ dedi. Bas bas bağırdı. ‘İspat edemezsen, namertsin’ dedik. Ortadan bir yıl geçti. Lakin ispat edemedi. Bir yıl sonra da bir daha çıktı, ‘İstanbul’da 1668 terörist var’ demeye başladı. Lakin bir atasözümüz var: Bozuk oyunca maya ne ar tanır ne haya.’ Ülkede terörist sayısının arttığını söyleyen ve bununla övünen bir İçişleri Bakanı, bu ülke için bir utanç kaynağıdır.
ELİNİ TUTAN MI VAR?: Bir bakanın, ‘binlerce terörist var’ diyerek belediyeleri suçlaması bir akıl tutulmasıdır. Sormak istiyoruz: İsimli sicil evraklarını veren, güvenlik soruşturmaların yapan sizsiniz. Bilmiyorsanız da söyleyelim. Emniyet de bizim belediyelerimize bağlı değil. O vakit adama sorarlar: Sen İçişleri Bakanı değil misin? Elini tutan mı var? Bu kadar terörist varsa sen ne iş yapıyorsun o vakit?
Bu İçişleri Bakanı; maalesef hukuk tanımıyor, kanun tanımıyor. Çalışanları ikinci derece yakınları üzerinden iltisaklı ilan ediyor. İkinci derece yakınlık iltisaklı sayılsa; kendi partisinde kaç kişi kalır, kaç kişi bulunur onu bile bilmiyor. Bakan Yardımcısı, ne yaptığının, yakınının nerede terörle ilişkisinin olduğunun, arandığının bile farkında değil.
Soruşturmalarda, ‘belediyeler ortasında ayrım yapmıyoruz’ diyorlar. Biz sizin hangi belediyelere soruşturma açtığınızı, müfettiş gönderdiğinizi çok düzgün biliyoruz. Açıklayın o vakit; AK Partili belediyelerde binlerce FETÖ’cü çıktı. Onları niçin anlatmıyorsunuz? Serik Belediyesi’nde rüşvet skandalı hakkında niçin süreç yapmıyorsunuz. Şırnak’ta rüşvet ve yolsuzluktan mahpus cezaları alan belediye liderlerini neden koruyorsunuz. İstanbul ve Ankara’da evvelki devirde yapılan, yolsuzluk belgelerini niçin anlatmıyorsunuz? Sizin belediyelerinizde gri pasaport ile insan kaçakçılığı yapıldı, neden onları konuşmuyorsunuz? Zira, bu iktidarın terazisinde menfaat, adaletten daha ağır basıyor.
SALDIRILARIN TEK NEDENİ, KAYGI: Baskıların artacağını biliyoruz. Kötülük her kişinin, uygunluk mert kişinin karıdır. Tüm pürüzleri aşa aşa hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu atakların tek nedeni, endişedir. Sizin verdiğiniz hizmetlerden korkuyorlar. Seçime kadarki müddet, bu iktidarın dehşet ve panik devridir. Dehşet ile saldırıyorlar. Dehşet ile çırpınıyorlar. Millet, mahallî seçimlerde bunların kulağını çekti. Fakat ders almadılar. Birinci sandıkta, o denli bir tokat yiyecekler ki emin olun; kulak çekmeye hasret kalacaklar. Yapılacak birinci seçimde, tarihi ne olursa olsun, erken yahut vaktinde; milletimiz bu baskıya, bu ayrıştırmaya, bu organize berbatlığa sandıkta kesinlikle ve kesinlikle kararını verecek. Bu basiretsiz iktidarı, gönderecek. Halkın iktidarını, milletin iktidarını misyona getirecek. Geliyor gelmekte olan. (HABER MERKEZİ)