Emirhan Durmaz
İZMİR – Seçim düzlüğüne girdiğimiz ve adayların deklare edildiği son süreçte mart ayı kamuoyu yoklamasının sonuçlarını yayınlayan araştırma kuruluşlarından birisi de Aksoy Araştırma Şirketi oldu. İki aday senaryosu üzerinden yürütülen araştırma sonucunda Kılıçdaroğlu’nun, Recep Tayyip Erdoğan karşısında 11,2 puan önde olduğu belirtildi.
Aksoy Araştırma kurucusu Ertan Aksoy ile gündemde yer bulan olguları ve halkın nabzının nasıl attığını konuşmak üzere bir ortaya geldik.
‘DEPREM, İKTİDARDAN KOPUŞU YARATAN OLGU DEĞİL’
11 ili etkileyen zelzelenin iktidardan kitleleri kopardığına dair muhalefette bir beklenti oluşturduğna dikkat çeken Aksoy, “Deprem ardından gerçekleştirdiğimiz birinci ölçümlerimiz kaybın yüzde 1,2 olduğunu gösteriyor. Bundan evvelki ayda da kayıp 1,2 puan civarındaydı. Hasebiyle sarsıntı, muhalefet bloğunun beklediği seviyede bir kopuşu yaratmadı” dedi.
Bununla birlikte Aksoy, Akşener’in sert açıklamalar eşliğinde masadan ayrılmasının ve daha sonra müzakereler sonucunda masaya geri dönmesinin ise Kılıçdaroğlu’nun elini güçlendirdiğini şu cümlelerle tabir etti: “Akşener’in masadan sert açıklamalarla ayrılması CHP tabanındaki Kılıçdaroğlu’na uzaklıklı veyahut adaylığı konusunda çekinceleri bulunan bölümü Kılıçdaroğlu etrafında kenetledi. Temelinde bu durum HDP tabanı açısından da emsal bir süreci yaşattı. Ardından Akşener’in masaya dönmesiyle birlikte ise YETERLİ Parti’nin takviyesi de katılaştı ve birçok kesim açısından ‘kriz’ formunda okunan durum yüzde 11,2’lik büyük farkı yaratan noktaya evrildi.”
Millet İttifakı açısından “kriz” veya “çatlak” halinde okunan sürecin aslında olağanlaşmanın birinci adımları olduğunu belirten Aksoy, “Siyaset dediğimiz kurum şayet ki bir tek parti rejimi yoksa bu halde yürür. Yani, parlamenter sistemin doğal akışı böyledir: Uyuşmazlık, müzakere ve uzlaşı üçlemesi… Bu açıdan kelam konusu olay krizden çok olağanlaşmanın birinci adımları olarak yorumlanabilir” diye konuştu.
‘SOSYAL MEDYA ETKİLEŞİMİ HER VAKİT OY OLARAK KARŞILIK BULMAZ’
Son periyotta toplumsal medya paylaşımlarıyla gündeme gelen Muharrem İnce’nin toplumun geniş kesitlerinde nasıl karşılık bulduğunu sorduğumuz Aksoy, “İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığına ait kamuoyu araştırmamızı önümüzdeki hafta gerçekleştireceğiz. Fakat Memleket Partisi’nin şu ana dek en büyük ölçümü yüzde 1,9 oldu. Toplumsal medya etkileşimi her vakit oy olarak karşılık bulmaz ve bazen aldatıcı sonuçlar verebilir. O denli ki, benzeri süreç Özdağ için de işledi. Veya Akşener’in masadan ayrıldığı süreçte salt toplumsal medya tahlili ile hareket edilse YETERLİ Parti’nin baraj altında kalacağı algısına kapılabilirdik. Lakin yaptığımız araştırma sırf 1,5 puan oy kaybettiğini gösterdi” cevabını verdi.
‘HÜDA-PAR AK PARTİ’YE NET BİR OY KAYBI YAŞATACAK’
HÜDA-PAR tabanının kendi haline bırakıldığında dahi büyük ölçüde Erdoğan’ı destekleyeceğini lisana getiren Ertan Aksoy, kurumsal takviyenin ise öbür bir mana taşıdığını söz etti: “Toplumun büyük çoğunluğu HÜDA-PAR’ın hayal ettiği çok ve marjinal Türkiye programı ile uyuşmuyor. Bu denklemde HÜDA-PAR’ın Cumhur İttifakı’na dahil olduğu durum, AK Parti ve MHP tabanında da büyük huzursuzluk yaratacak ve net bir oy kaybına sebep olacaktır. Esasen, buradan hareketle AK Parti’nin iktidar olduğundan bu yana hiç bu kadar sıkışmadığını söyleyebiliriz. O denli ki, panik ve tasa ile birlikte ne gelirse kârdır mantığı ile hareket edildi fakat ortada önemli bir muhasebe yanılgısı yapıldı.”
‘SEÇİM GÜVENLİĞİ KAYGISI DEHŞETE EVRİLMEMELİ’
Toplumun yaklaşık yüzde 60’ının seçim güvenliğine dair haklı bir tasa taşıdığını belirten Aksoy, “Sandık hilesi su götürmez bir gerçektir. Lakin dikkat edilmesi gerekir ki, bu vakte kadar kamuoyu araştırmaları önemli ölçüde yanılmadı. Bu bağlamda, seçim güvenliğine dair duyulan kaygıya haklılık hissesi vermekle birlikte sandık hilesinin beklenilen seviyede tesire sebebiyet vermediği söylenebilir” sözlerini kullandı.
Öte yandan mevcut korkunun endişeye evrilmemesi gerektiğine dikkat çeken Ertan Aksoy, kelamlarına şu biçimde devam etti: “Sandık hilelerine dair toplumsal medya paylaşımlarının da tesiriyle, muhalefetin geçmişte daima bu münasebet ile kaybettiğine yönelik kolektif bir kusur ortaya çıkıyor. Kelam konusu durum ise sandıktan ümidini kesen ve sandığa gitmeyi tercih etmeyen kitleler yaratıyor. Lakin burada İstanbul mahallî seçimleri örnek verilebilir ki, İmamoğlu’na yinelenen seçimde 800 binlik farkı getiren olgu sadece hak ihlali değildi. Birinci seçimde sandığa gitmeyen bölümlerin ümitlenmesi ve sandığa gitmesi farkı yaratan kıymetli bir etkendi.”
‘SEÇMEN VE ÖRGÜT DİSİPLİNİ GÜÇLÜ OLAN HDP OYUNU TAŞIYACAKTIR’
Sözlerini HDP’nin kapatılma riskine karşı alınacak aksiyona dair tamamlayan Ertan Aksoy, “Ne yazık ki, HDP geçmişte de kapatılma üzere durumları sık yaşadı. Hasebiyle, HDP tabanında bu hak ihlallerinin geliştirdiği, yeni partiye süratli adaptasyon üzere önemli bir yetenek var. Seçmen ve örgüt disiplini bir oldukça yüksek olan HDP, epeyce az bir fire ile oylarını taşıyacaktır” dedi.
