Seçimler yaklaşırken, adayların ve partilerin seçmene ne vaad edecekleri, propagandalarını hangi temeller üzerine kuracakları da tartışılıyor. İktidarın taban fiyat, EYT üzere ekonomik çıkışlarının yanı sıra toplu konut açılımları da birer seçim yatırımı olarak bedellendiriliyor.
Karar müellifi Ahmet Taşgetiren’e nazaran, ekonomik açılımlar seçmeni rahatlatsa da öteki alanlardaki badireler sandık başında iktidarı zorlayabilir. Taşgetiren, hukuksuzluk ve adaletsizliğin sandığa nasıl yansıyacağının da değerli bir tartışma konusu olduğunu belirtiyor. Vural Avar’ın cezaevinde hayatını kaybetmesinin cezaevlerindeki hastaların durumunu gündeme getirdiğini söz eden Taşgetiren, “Eminim bahse hassas her muharririn ya da Ömer Faruk Gergerlioğlu üzere her hassas milletvekilinin çekmecesinde onlarca cezaevi mektubu vardır. Bu insanların ahı, yakınlarının ahı hiç tesir etmez mi seçime?” diye yazdı.
Taşgetiren Sinan Ateş cinayetindeki hukuksuzluklara değindi, Anayasa Mahkemesi’nin bir mahallî mahkemenin “FETÖ dosyası” kararını bozmasının yaratacağı hukukî ve siyasi sonuçları şöyle kıymetlendirdi:
“Şu Sinan Ateş cinayetinin bir yerinde de o problem gelip gündeme oturuyor: Bakın içinizdeki kanılara, bu işin örtbas edilebileceği üzere bir dert depreşmiyor mu? Bahçeli, derin derin susuyorsa bir bildiği var denmedi mi? Bahçeli’nin duruşunun iktidarı bir biçimde etkilediğini dünya alem bilmiyor mu? O milletvekili, meskenine sığınan tetikçiyi polise vermemek için ‘Siz gidin sahibiniz gelsin’ derken nerden cüret alıyor? ‘Polis bu kez farklı çalışıyor’ derken, siyasetçilerin mafyacılarla birlikte sergilenen çarpık fotoğrafları ortasında bir umut arayışında değil miyiz? Maktulün eşi ‘Devletimiz büyüktür’ derken, aslında ve zımnen, kamuoyundaki telaşları dindirme uğraşında gözükmüyor mu?
(…)
Anayasa Mahkemesi’nin bir kararı yansıdı medyaya. Şu başlıkla: “Sohbetlere katılma ve sendika üyeliği örgüt üyeliği olmaz.” Bu, bir FETÖ belgesi. Uşak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, evvel açığa alınan B.C.Ş isimli öğretmeni, 2017’de, FETÖ ile iltisaklılık kabahatinden 6 yıl 3 ay mahpus cezasına çarptırmış, sanığın temyiz talebi de reddedilmiş.
Kararın 2019’da nihaileşmesinin akabinde B.C.Ş., Anayasa Mahkemesi’ne kişisel müracaatta bulunmuş. Evrak üzerindeki incelemesini tamamlayan AYM, birinci derece mahkemesinin verdiği kararla, cürüm ve cezaların yasallığı unsurunun, özel hayata hürmet ve sendika hakkının ihlal edildiğine oy birliğiyle karar veriyor.
AYM kararı, ayrıntılıca incelendiğinde görülüyor ki, bugüne kadar FETÖ ile irtibatlı tahminen binlerce karar havada kalıyor.
(…)
Cezaevlerinde ‘terör örgütüyle iltisak – irtibat’ gerekçesiyle mahkum edilmiş her meslekten binlerce insan var. Anneler, babalar…. Bunların büyük çoğunluğunun AYM’nin de tespit ettiği üzere terör örgütünden habersiz, dini bir cemaat hüviyetiyle bu yapı ile temaslı olduğunu, iktidar dahil herkesin bildiğinden eminim. Onun için “altı ibadet, ortası ticaret” üzere bir tasnif yapılmış, ‘ihanet’ yalnızca bir katman olarak nitelenmişti. Sonra darbe oldu ve bambaşka bir hukuk gelişti. O hukuk, Türkiye’yi apayrı bir sürece taşıdı. Cezaevleri sesleri AYM’ye ulaşsa suçsuzlukları ortaya çıkacak beşerlerle doldu.
Ne dersiniz, bu durum seçimi tesirler mi?”