CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dış siyasetteki adımlarıyla ilgili Sözcü’den Hürmet Öztürk’e değerlendirmelerde bulundu.
‘NE KADAR ÖNGÖRÜLÜ OLDUĞUMUZU 2012’DEKİ MEKTUPTA GÖNDERMİŞİM’
Suriye’de savaşın başlamasının akabinde 2012 yılında, o periyot başbakan olan Erdoğan’a yazdığı mektupla ilgili, “Şimdi buradaki temel soru şu: Devleti kim âlâ tanıyor, devletin çıkarlarını kim yeterli savunuyor?” diyen Kılıçdaroğlu, “Bizim ne kadar öngörülü olduğumuzu, devleti nasıl tanıdığımızı, Türkiye’nin çıkarlarını savunduğumuzu bir sayfalık mektupla devrin başbakanı Erdoğan’a göndermişim. Mektubumda ülkenin turizmden, endüstriye, Ortadoğu siyasetlerine kadar dikkati çekmişim. O periyot tekliflerimizin hepsini reddetti. Artık, bütün alakaları düzeltmek için kapı kapı geziyor, yalvarıyor” tabirlerini kullandı.
‘BU KADAR BÜYÜK BİR İTİBARSIZLIK HİÇBİR PERİYOT GÖRÜLMEDİ’
Türkiye’nin dış siyasette prestijinin zedelendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Putin’e gidiyor yalvarıyor; (Beni görüştürün, beni barıştırın) diye. Hiçbir devir Türkiye’nin prestiji bu kadar yerle bir edilmemişti. Niye yaptın? Hani, (Tükürdüğün testiden, tastan sana su içirtirler) derler ya… Maalesef Türkiye’yi o noktaya getirdi. Bunu üzülerek söz ediyorum. Bir de bu kişi, kendisini (dünya lideri) olarak tanıtıyor. Gittiği her kapıda yüzüne bakılmayan, gittiği her kapıda yalvarıp yakaran bir kişi. Bazen Mısır’a, bazen Suudi Arabistan’a gidiyor (Acaba bizi Mısır Devlet Lideri’yle barıştırır mısınız) diye. Putin’e gidiyor, (Esad’la barıştırır mısınız) diye. Dış siyasette bu kadar büyük itibarsızlığın yaşandığı hiçbir periyot görülmedi. Daha acı olanı ise koskoca Dışişleri Bakanlığı’nın tümüyle devre dışı bırakılmasıdır.”
‘BİR TARAFTAN GÖRÜŞMEYE GİDECEKSİN, ÖBÜR TARAFTAN ‘SALDIRACAĞIM’ DİYECEKSİN’
10 yıl evvelki mektubunda belirttiği sorun ve tahlil tekliflerinin geçerli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Şimdi benim dediğim noktaya geldi lakin kendisinin muhatapları maalesef sırtını dönüyor, Erdoğan’a güvenmiyorlar. Elbette ki Suriye ile alakaların düzelmesini, Ortadoğu’daki bütün bağların düzelmesini isteriz. Erdoğan, Atatürk’ün (Yurtta barış, dünyada barış) kelamının ne manaya geldiğini bilseydi, esasen bunu yapmazdı. Bunu söyleyen kişi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Ömrü savaş meydanlarında geçti. Bir taraftan Esad ile görüşmeye gideceksin, öbür taraftan ‘Ben Suriye’ye saldıracağım’ diye açıklamalar yapacaksın. Bu kadar büyük bir dengesizlik, bu kadar büyük bir öngörüsüzlük bizim tarihimizde hiç olmadı” diye konuştu.
KAYNAK