TV100’de Uğur Dündar’ın programına konuk olan CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gündemdeki hususlarla ilgili soruları yanıtladı.
Dündar, HDP’nin kendi cumhurbaşkanı adayıyla seçime açıklamasıyla ilgili olarak, “HDP’nin bu kararı almasıyla birinci çeşitte Altılı Masa adayının cumhurbaşkanı seçilmesi ihtimali nispeten zayıfladı. Hele yüzde 45-45 olduğunda çok kritik bir tabloyla karşılaşıyoruz. Yüzde 10’da HDP’nin aldığını düşünürsek çok kritik bir tablo çıkıyor ortaya. HDP’nin başka aday çıkartmasına nasıl bir yorum getiriyorsunuz?” sorusunu yöneltti.
Başka bir partiyle ilgili kıymetlendirme yapmasının hakikat olmayacağını belirten Kılıçdaroğlu, “HDP’yle ilgili benim bir şey söylemem gerçek değil. Lakin natürel şahsen Altılı Masa’dan tümüyle bağımsız olarak, CHP’nin genel lideri olarak söz edeyim şahsen bir cumhurbaşkanı demokrasiden yana hal alan bir cumhurbaşkanı adayı çıktığında demokrasiyi savunan herkesin cumhurbaşkanı adayına dayanak vermesi lazım” dedi.
‘HDP SAYGIN BİR PARTİ, TÜM PARTİLERLE GÖRÜŞÜYORUZ’
“Tabii HDP de Türkiye Cumhuriyeti’nde vatandaşların oylarıyla seçtiği parlamentoya taşıdığı haftada bir sefer TBMM’nin yönettiği saygın bir parti” diyen Kılıçdaroğlu, “Bizim bütün partilerle bağımız var. AK Parti’yle nasıl görüşüyorsak MHP’yle nasıl görüşüyorsak HDP’yle de görüşüyoruz. Rastgele bir sıkıntımız yok. Bayramlaşmayı tüm partilerle yapan tek partiyiz” tabirlerini kullandı.
“Bu teşebbüs Altılı Masa adayının cumhurbaşkanı seçilmesini engellemeyecek mi diyorsunuz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Bana nazaran, her şartta Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kazanacak. Her şartta. O bahis da herkesin emin olmasını isterim. Hiç kimse karamsarlığa kapılmasın” diye konuştu.
‘BİR İŞ İNSANINDAN SERMAYESİNİ İSTEDİLER, VERMEYİNCE GÖZALTINA ALDILAR’
Uğur Dündar’ın, borsadaki iniş çıkışların akabinde “Sermaye Piyasası Konseyi’ne (SPK) son sefer davette bulunuyorum; misyonunu yap, küçük yatırımcıyı koru. Pazartesi’ye kadar mühlet tanıyorum. Bu güç iktisatta kimsenin parasını arsıza, hırsıza yedirtmeyeceğim” kelamlarıyla ilgili olarak pazartesi günü ne açıklayacağını sorduğu Kılıçdaroğlu, “Şimdiden söylemem hakikat değil. Siz de bilirsiniz. Lakin şu var. Bürokrasinin içindeki aktörlerle dışarıda vurgunu yapacak aktörler ortasında önemli ilişkiler var. Ve bunlar küçük tasarrufçuyu bir formda soyuyorlar” cevabını verdi.
“Dolandırıcılık var diyebilir miyiz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Evet diyebiliriz. Bir gün bana bir iş insanı geldi. Ayrılmış bürokrasiden. Kendi şirketini kurmuş. Çok saygın, ihracat yapıyor. Bir gün ofisine birisi geliyor. Bana sermayenin şu kadarını vereceksin diyor. Vermem diyor. Benim şirketim denetlenebilir diyor. Bir sabah kapısına savcı dayanıyor, polis dayanıyor. Ve savcı tabirini aldıktan sonra ellerine kelepçe vurarak hâkimin huzuruna çıkarıyorlar. Hâkim diyor senin ne işin var burada. Ben de bilmiyorum diyor. O ihbarı yapan kişi, tekrar bu sermaye piyasasıyla ilgili toplumsal medyada haber yapan haber sitelerine haber gönderiyor. O kişi tutuklanacak biraz sonra diye. Lakin bu kişi tutuklanmıyor. Hâkim hür bırakıyor. Senin bir günahın yok diye. Bürokrasi karar alıyor bununla ilgili. İnceleme başlattığına dair. Benim yurt dışındaki prestijim sarsıldı diyor. Artık benim hiçbir şeyim yok diyor. İçeride ve dışarıdaki vurguncular ortasında iş birliği yapılıyor. Ben bunu çok güzel biliyorum. Bunu o piyasada çalışan bütün dürüst beşerler biliyor. Bunun tedbirinin alınması lazım. Lakin almıyorlar. 2,5 milyon dolar rüşvet alan bir kişi nasıl olurda güler yüzle 600 milletvekilinin önüne çıkar. Bu nasıl ahlaktır? İnsan yerin tabanına girer. Güya o hiçbir şey çalmamış üzere mümkün olsa dürüst insanı suçlayacak sen nasıl bu kadar dürüstsün diye. Şener Şen’in hoş bir sineması vardı, ‘Namuslu’ diye. Türkiye artık o süreci yaşıyor.”
‘GERGİN ORTAM YARATILMAK İSTENECEK, SABIRLA SANDIKTA BEKLEYECEĞİZ’
“Türkiye’nin OHAL sürecinde seçime gitme mümkünlüğü var mı? Zira atmosfer giderek gerginleşiyor. Sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı kıskacının verdiği izlenimler üzücü” sorusuna karşılık veren Kılıçdaroğlu, “Hangi hal olursa olsun biz bu ülkeye demokrasiyi getirmeye kararlıyız. Lakin sabır istiyoruz. Elbette tahrik edilecek toplum bir halde. Gerginlik ortamı yaratılmak istenecek. Hepimiz büyük bir sabırla sandıkta bekleyeceğiz, oyumuzu kullanacağız, demokratik yollarla bunları göndereceğiz. 7’den 70’e herkes huzursuz. Bir avuç var zirvede çok keyifli olan. Fakat onun dışında Saray’da çalışanların bile huzuru yok. Onu da çok biliyorum. Saray’da da herkes berbat diyemem yani. Orada çalışan bürokrasi var. Namuslu bürokratlar her yerde var” dedi.
‘ÇAĞRIMDAN SONRA ÇOK SAYIDA BÜROKRAT YANLIŞ EVRAKLARA İMZA ATMADI’
“Bürokrasiye bir davet yapmıştım. Konutta çektiğim bir videoyla” diyen Kılıçdaroğlu, “O davetten sonra bürokraside yanlış evraklara çok sayıda bürokrat imza atmadı. Onların bir kısmı misyondan alındı, bir kısmı ayrıldı. Hasebiyle herkes yerinde bekliyor. O namuslu insanların bürokraside önüne çıkan bütün mahzurları kaldıracağız ve onlar devlette liyakatine uygun olarak çalışacaklar” biçiminde konuştu.
‘SANDIK VAZİFELİLERİNİN YÜZDE 75’İNİ BELİRLEDİK’
Sandık güvenlik konusuna altı parti olarak çalışmaları devam ettiklerini lisana getiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Şu anda seçim sandıklarında misyon alacak arkadaşlarımızın yanlış hatırlamıyorsam yüzde 75,76’sını tamamladık. Türkiye’de 200 bin sandık var. 198 bin küsür var, biz yuvarlak 200 bin diyoruz. Bunları tamamladık. Biz istekli ordumuz var gençlerden oluşan. Dikkatli çalışıyoruz. Ayrıyeten onları eğitiyoruz. Tıpkı vakitte bütün büyük metropollerde istekli avukatlar misyon alacak. Bir sorun çıktığında avukat arkadaşı davet edecekler. Genel merkeze de sandık vazifeleriyle ilgili gelen bütün şikayetleri kıymetlendirecek bir hukuk kurulumuz olacak. Sandık tutanağı imzalandıktan sonra tutanağın fotoğrafı çekilip genel merkeze atılacak” sözlerini kullandı.
