Nur Kaplan
ANKARA – Yüksek enflasyonun gölgesinde geçtiğimiz günlerde milyonlarca memuru ilgilendiren artırım oranı yüzde 30 olarak açıklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “müjde” olarak duyurduğu yüzde 25 memur artırımı bir gün sonra yüzde 30’a çıkarıldı. Kamu çalışanlarına yapılan yüzde 30’luk artırım oranı ve aile yardım ödeneği dâhil en düşük memur maaşı 11 bin 837 TL’ye denk geldi.
Türk- İş’e nazaran açlık hududunun 8 bin 130 liraya, yoksulluk sonunun 26 bin 481 TL’ye yükseldiği bugünlerde, milyonlarca memurun maaşı yoksulluk sonunun altında kaldı. Kamu çalışanlarına yapılan artırım oranının akabinde pek çok sendika ve konfederasyondan reaksiyonlar yükseldi ve kamu çalışanlarından hareket kararı geldi.
MEMURLAR İŞ BIRAKIYOR
Milyonlarca memuru direkt ilgilendiren yüzde 30’luk artırıma karşı memur konfederasyonları yarın (12 Ocak) iş bırakacaklarını duyurdu. İş bırakma hareketine, Anadolu Konfederasyonu, Bağımsız Kamu Vazifelileri Sendikaları Konfederasyonu, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Çalışanlar Birliği Sendikalar Konfederasyonu, Yurt Sendikaları Konfederasyonu, Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu ve Şehit Gazi-Sen Konfederasyonu katılacak.
‘200 BİNE YAKIN MEMUR İŞ BIRAKACAK’
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Lideri Mehmet Balık, yoksulluk hududunun üzerinde bir fiyat belirlenmesi ismine “uyarı” niteliği taşıyan iş bırakma aksiyonu düzenleyeceklerini, yüzdelik dilimlerle artırım yapılmasını istemediklerini belirtti. Bunun yanı sıra sendikalar için getirilen yüzde 2 barajına ve vergi dilimine karşı da iş bırakacaklarını söz eden Balık, şunları kaydetti:
“Yüzdelik dilimle yapılan her artırım düşük maaşlıyı düşük, yüksek maaşlıyı yüksek etkiliyor. Alım gücüne rastgele bir katkısı olmuyor. Yoksulluk sonu bugün 26 bin lira. Ortalama memur maaşı 10 bin lira, bunu yüzde 100 arttırsanız bile 20 bin lira eder, bu da yoksulluk hududunun altında kalır. Biz tekrar bir fiyatlandırma talep ediyoruz. Hükümet şayet bununla ilgili bir çalışma yapmazsa bu hareketlilik giderek artacaktır. 200 bin civarında memur iş bırakacak. Maaşa yüzde 30 artırım yaptılar lakin her şeye peşi sıra artırım geldi, kısa mühlet içinde bu durum da çekilmez hale geldi.”
‘TEK BAŞINA BİZİM NASIL YAŞAMAMIZ GEREKTİĞİNE KARAR VERİYOR’
Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu (HAKSEN) Genel Lideri Ayhan Çivi ise açıklanan enflasyon datalarının gerçek hayattan kopuk olduğunu, memur ve emeklilerin harcama kalemlerinin yüzde 100’ün üzerine denk düştüğünü, yüzde 30’luk artırımın “bahşiş” olarak verildiğini söz etti. Yaklaşık 4 milyon memur ve 2 milyon emeklinin yoksulluğa mahkûm edildiğini söyleyen Çivi, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımız tek başına bizim nasıl yaşamamız gerektiğine karar veriyor. Kural yok, yordam yok, kontrat yok, enflasyon farkı konmuş. Sonrasında ‘bahşişler’ veriliyor. Biz ne kadar ‘bahşiş’ verecekler kestiremiyoruz. Kamu çalışanlarının hak ve emeğinin karşılığı değil. Çalışanlar ve emekliler borçla yaşıyorlar. Memurlar borçlarını karşılamak için emekli oluyor fakat ikramiyesi bile borçlarını ödemeye yetmiyor. Biz anti-demokratik olan yüzde 2 barajının kaldırılmasını, vergi diliminin tüm çalışanlar açısından yüzde 15’le sabitlenmesini istiyoruz. Çalışanların reaksiyonlarına ve feryatlarına uygun olarak iş bırakma kararı aldık.”
‘ADALETSİZLİĞİN TARAFI OLMAK İSTEMİYORUZ’
Eğitimde Çalışanlar Birliği Sendikası Genel Lideri Cihan Demirkol, memur artırımına uygulanan yüzde 30 oranının yükseltilmesini talep ettiklerini, eğitim alanında çalışanların meselelerine tahlil istediklerini tabir etti. Milyonlarca insanın alım gücünün arttırılması gerektiğini belirten Demirkol, şunları tabir etti:
“Memurlar tayin isteyerek diğer vilayetlerde yaşamaya çalışıyor. Bugün bir kamu çalışanı emekli olsa dahi mesken alamıyor. Devletin patron olduğu bir alanda yüzde 30 artırım yapıldı. Adaletsizliğin tarafı olmak istemiyoruz. Kamu çalışanları, eğitim çalışanları için alanda olmayı tercih ettik. Bugün açıklanan ekonomik bilgiler tabanda insanlara yansımıyor. Besin fiyatlarında, akaryakıt fiyatlarında artış çok yüksek… Vergi dilimindeki adaletsizliğe ve yüzde 2 baraj dayatmasına karşı da ses yükselteceğiz.”