Necip Hablemitoğlu suikasti zanlısı Levent Göktaş’ın nasıl firar ettiğine ve Bulgaristan’da kimlerden dayanak aldığına ait soru işaretleri şimdi açıklığa kavuşmadı. Göktaş Türkiye’ye iade edilirse, yargılanma sürecinde bu soruların da karşılık bulması bekleniyor.
Öte yandan Göktaş’ın firar sürecine ait yeni bir bilgi ortaya çıktı. Cinayetin baş şüphelisi Gökhan Nuri Bozkurt’un sorgusuna dayanarak hazırlanan birinci gözaltı listesinde Levent Göktaş’ın da ismi bulunuyordu. T24 müellifi Tolga Şardan, 15 şüphelinin isminin bulunduğu bu listenin bir gecede değiştiğini ve Göktaş ile eski ve vazifede TSK mensuplarının isimlerinin gözaltı listesinden çıkarıldığını yazdı. Şardan, Göktaş’ın durumdan haberdar olup firar etmesine imkan sağlayan o süreci şöyle aktardı:
“İsim listesinin ikiye bölünmesi sonrasında savcılık talimatıyla 6 Şubat’ta yapılan birinci operasyonda 6 kuşkulu gözaltına alındı.
Göktaş ve başka şüpheliler hakkındaki gözaltı kararı birinci operasyondan tam dört ay sonra 8 Haziran günü verildi.
Dosyanın kilit ismi Göktaş’ın firar sürecini hatırlatırsam; Göktaş’ın dışındaki zanlıların sabah erkenden birebir saatte gözaltına alınmasına rağmen, Göktaş’ın yakalanması için İstanbul polisi, daha geç saatte belirlenen adrese girdi. Lakin Göktaş, kızının konutunda değil, tıpkı sitede kiraladığı öbür bir meskende yaşarken, polisin gelmesini haber alıp kayıplara karıştı.
* * *
Tabii, kelam konusu gözaltı listesi oluşturulması sırasında yaşananlar dikkate alındığında, birinci liste dışında bırakılan Göktaş’ın dört aylık müddette kendisi için hareket alanı yarattığı düşünmek yanlış olmaz.
Olası kaçış tertibini planlamasında dört aylık müddet, yıllarca TSK’nın operasyonel faaliyetlerinde vazife alan Göktaş için ziyadesiyle kâfi olsa gerek.
Önceki iki soruya bu durumda iki yeni soru daha eklemek mecburiyet oldu:
Gözaltı listesinin ikiye bölünme kararını kim verdi?
Gözaltı listesinin Göktaş’ın lehine olacak biçimde ikiye bölünmesine kimin karar verdiği ortaya çıkarılır mı?
* * *
Öte yandan Emekli ÖKK’cı Altan Bora’nın sözündeki bir kısım var ki; Göktaş’ın firarında neden Bulgaristan’ı tercih ettiğini anlatmak için kâfi.
Ne demişti Bora:
(…) ‘Ukrayna’daki silah şirketlerinden imzalı zorlayan sebep evraklarını alıp, konsoloslukta çeviri ettirdim, birebir süreci Belarus ve Bulgaristan’da yaptım, oradan da benzeri yazılar alarak çeviri ederek Türkiye’ye geldim.’ (…)
Bu bilgiden hareketle, Emniyet ve Jandarma’ya yurt dışından getirttiği silahları satan Göktaş’ın Bulgaristan’da kontak noktası / noktalarını bulunduğunu görmek mümkün.
Ülke kamuoyunca artık yakından tanınan Göktaş’ın Türkiye’ye iade edilip edilmeyeceği şimdi muhakkak değil.
Ama olur da Göktaş, Türkiye’ye iade edilip hâkim önüne çıkarsa işte o vakit dananın kuyruğu kopacak.
Hablemitoğlu cinayetinin aydınlatılıp faillerinin cezalandırılması kadar perde gerisinde kalan birbiriyle bağlı süreçlerin de yargı marifetiyle şeffaf biçimde ortaya çıkarılması, iktidarın ülkeye borcudur.” (HABER MERKEZİ)