HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan, Meclis Genel Kurulu’nda 2023 Yılı Merkezi İdare Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde Genel Heyete hitap etti. Bütçeyi, “Halkın sofrasındaki ekmeği daha da küçültme, yoksulluğu, adaletsizliği, eşitsizliği büyütme bütçesi” olarak kıymetlendiren Buldan, taban fiyat için 12 bin 500 lira teklifinde bulundu.
Hükümete seslenen Buldan, “Sizin çatışmacı siyasetiniz değil halkların demokratik modeli kazanacaktır. Boş yere uğraşmayın; Kobane’den, Münbiç’ten, Tel Rıfat’tan size yeni bir iktidar çıkmaz, çıkmayacaktır” dedi.
Buldan muhalefete ise, “Her gün uçaklarınızı kaldıracağınıza, bu parlamentoda tahlile ve barışa ellerinizi kaldırsanız bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış olursunuz. Siyasal muhalefetin de, tüm kesitlerin de bu mevzuda yürekli olması, elini taşın altına koyması, problemle yüzleşmesi gerekir. AKP-MHP iktidar tertibini değiştirme argümanında olanların, sorun savaş siyasetleri olduğunda iktidarın ardında saf tutarak 8’li masaya dönüşmemesi gerektiğinin altını kıymetli çizmek istiyorum. Bu tüm toplumun çıkarınadır” diye seslendi.
Pervin Buldan’ın konuşması şöyle:
TÜM YOLDAŞLARIMIZA SELAM: “Hepinizi hürmetle ve sevgiyle selamlıyorum. Sözlerime başlarken, demokratik siyasi çabamızın onuru olan Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Leyla İtimat, İdris Baluken, Ayla Akat Cet başta olmak üzere cezaevlerindeki tüm arkadaşlarımıza, tekrar Gezi’de tutuklu bulunan tüm yoldaşlarımıza selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Erkek despotik rejimlere karşı dünyanın her yerinde “jin jiyan azadî” diyerek her şeyin bir saç teline bağlı olduğunu gösteren tüm bayanları ve gayretlerini hürmetle selamlıyorum.
TALAN DEVRİNİN KAPANIŞ BÜTÇESİDİR: Müzakereden ve iştirakten uzak, ben yaptım oldu-bitti anlayışıyla hazırlanan bir AKP-MHP bütçesiyle karşı karşıyayız. Bu, milyonların emek ve birikimini iktidarın hizmetine sokan bir bütçedir. Meseleleri ve tahlili ret ve inkâr bütçesidir. Halkın sofrasındaki ekmeği daha da küçültme; yoksulluğu, adaletsizliği, eşitsizliği büyütme bütçesidir. Bu bütçede toplumsal adalet, toplumsal devlet, refah ve huzur yoktur. Fakirler, bayanlar, işçiler, üreticiler, çiftçiler, esnaf, gençler, çocuklar ve engelliler yoktur. Lakin şunu da güzel bilin; bu bütçeniz birebir vakitte talan periyodunuzun de bitiş ve kapanış bütçesidir. Halkın ve tahlilin bütçesinin yapılacağı yeni bir periyot çok yakında başlayacaktır. Bütçeyi geçirmek için çoğunlukta olabilirsiniz. Fakat unutmayın, asıl çoğunluk dışarıdadır. Bu zulüm nizamından bir an evvel kurtulmak isteyen milyonlardır. İşte onların sesi de kelamı de gücü de bu kürsüdedir. Halkların Demokratik Partisindedir.
KENDİ RANT EKONOMİNİZİ UÇURDUNUZ: Arkadaşlarımızın büyük emekle hazırladığı bütçe şerhimizdeki tahlil tekliflerimizi okumanızı tavsiye ederim. Demokratik Türkiye’nin ve kalıcı yapısal tahlillerin yol haritasıdır. HDP’nin ülkeyi de ekonomiyi de iştirakçi ve çoğulcu bir anlayışla yönetme programıdır. İç barışı tesis eden ve demokratik siyaseti temel alan bir bütçenin hazırlıklarına şimdiden başladık. Malum, vakit yaklaşmaktadır! Sizin için de vakit yaklaşmaktadır. 4 yıl evvel kelam vermiştiniz, iktisatta Türkiye’yi uçuracaktınız. Evet, kendi rant ekonominizi uçurdunuz. Ülkeyi ise uçurumdan aşağı attınız, yere çakılmasına neden oldunuz. Artık asıl çakılma sırası sizdedir. Sandıklarda mutlaka çakılacaksınız!
YÜRÜTME-SAKLAMA-AKLAMA: Türkiye’nin yaşadığı çoklu krizlerin sebebini natürel ki iktidar açıklayamayacak durumdadır. Biz bugün bunu tek tek açıklayacağız. Yasama-yürütme-yargı kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdınız. Yerine yürütme-saklama-aklama sistemi kurdunuz. Meclis’in kontrol yetkisini elinden aldınız. Yeni bir vesayet rejimi kurdunuz. Talimatlı bir yargı sistemi yarattınız. Hukuksuz yargı aracılığıyla demokratik siyasete ve topluma karşı bir darbe sistemi kurdunuz. Kolluk güçlerini, siyasetinizin takviye gücü haline getirdiniz. Yolsuzlukları merkezden yerele kadar tüm kurumlara yaydınız. Sayıştay’ın yolsuzluk raporlarını uç uca eklesek buradan sarayınıza yol olur.
POLİTİKANIZ DARBECİLERDEN FARKLI DEĞİLDİR: Kayyım darbesiyle seçim sonuçlarını ortadan kaldırdınız. Zira siyasetiniz darbecilerden farklı değildir. Belediyelerimizi yolsuzluk çukuruna batıran kayyımlarınız, Kürt halkının anadiline ve kültürel bedellerine her gün saldırmaktadır. Bugüne kadar Kürt halkının kıymetlerine saldıran hiç kimse ihya olmamıştır. Hiç merak etmeyin; o Kürt düşmanı kayyımlarınızı da tarihin ve siyasetin çöplüğüne göndereceğimiz günler çok yakındır. OHAL-KHK rejimiyle Türkiye’yi yasaklar ülkesi yaptınız, zira yasakçısınız. Nefret iklimiyle siyasal ve toplumsal kutuplaşma yarattınız, eşitsizliği ve ayrımcılığı büyüttünüz. Toplumsal barış yerine büyük ziyan verdiniz. Adalet hissini yok ettiniz. Cezasızlığı yargının rehberi yaptınız. Bakın Çorlu’da 25 canın karşılığı 1 ay 14 gün, Soma cezasız, Roboski cezasız, azaplar cezasız, bayan katliamları cezasız. Şenyaşar ailesine yönelik katliam cezasız. Katledilen Kürt bayanların ve çocukların failleri cezasız.
KARANLIKTAN BESLENİYORSUNUZ: Faili meçhullerin sorumlularıyla paydaşlık kurarak Cumartesi Annelerinin adalet ve hakikat çabasına saldırdınız. Zira karanlıktan besleniyorsunuz. Musa Anter Davası vakit aşımına sokuldu. Kürt halkına yaşatılan acıların üzerini adaletsizlikle örtmek istiyorsunuz. Fakat şunu bilin; biz acılarımızı asla unutmayız, unutturmayız. Kürt halkı kapandı demeden, gerçek bir yüzleşme, hesaplaşma ve adalet sağlanmadan bu belgeler kapanmaz, kapanmayacaktır. Toprağa gömdüğünüz adalet filizlenecek, uzunluk verecek ve tecelli edecektir. Cezaevlerinde tutsakların hayat hakkından tahliye ve umut hakkına kadar bütün temel insan haklarını yok ettiniz. Garibe Gezer ve daha nicelerinin cenazesi çıktı cezaevlerinden. Hasta tutsakları bir bir mevte terk ettiniz. Zira düşmanlık hukukuyla ayakta duruyorsunuz. Fakat cezaevi duvarlarıyla ve hukuksuzluklarınızla halkı asla teslim alamayacaksınız, sindiremeyeceksiniz.
Sansür yasası çıkarttınız, gazetecileri tutukladınız, zira hakikate düşmansınız. Lakin gerçekleri karartamayacaksınız. Tarihin, toplumun ve siyasetin hafızası, yaptığınız her şeyi karşınıza çıkaracaktır.
Kâz Dağlarından İkizdere ve Cudi’ye varıncaya kadar dereleri, vadileri, ormanları yandaş şirketlerinize talan ettirdiniz, zira tabiat düşmanısınız. Ancak unutmayın; talan siyasetiniz ekoloji gayreti karşısında katiyen yenilecektir. Her sıkıştığınızda çatışmacı siyasete sarıldınız, zira Kürt düşmanısınız. Lakin Kürt halkı bugüne kadar asla geri adım atmadı, bundan sonra da atmayacaktır.
HUKUKSUZLUKTA DÜNYA BAŞKANI OLDUNUZ: Türkiye’yi demokrasi, insan hakları hukuk ve basın özgürlüğünde milletlerarası endekslerde en berbat sıralara yerleştirmeyi başardınız. “AYM ve AİHM kararlarını tanımıyorum” diyerek hukuksuzlukta dünya önderi oldunuz. Ne kadar övünseniz azdır. Mezhepçi, Kürt ve barış zıddı dış siyasetinizde da durum farklı değildir. Prensipsiz, tutarsız, iç barışı sağlamamış dış siyasetinizle vezir olacağınızı sandınız ancak dünyaya rezil oldunuz. HDP’yi dinleseydiniz, ikazlarımızı dikkate alsaydınız dış siyasette biraz vizyon sahibi olurdunuz, yanlışların içine düşmezdiniz. İşte tüm bu politikalarınızla ülkeyi ve toplumu uçurumdan aşağı sürüklediniz.
HALKIN ÖMRÜNÜ GRAMA BAĞLADINIZ: Yarattığınız tahribatların iktisattaki sonuçları da çok daha ağırdır. Yemek parasını ödeyemeyen öğrenci yurttan, kirasını ödeyemeyen kiracı konuttan atılmaktadır. Milyonlarca insan açlık sonunun altında hayat uğraşı vermektedir. Çocuklar bugün beslenme çantasında yalnızca kuru bir ekmekle okula gitmek zorunda bırakılıyorsa sebebi yandaşlarınızın ve 5’li çetenizin ihalelerle, rüşvetle, çifter maaşlarla doldurduğu çantalardır. Yandaşlarınızın beslenme çantasında yok yoktur fakat çocuklar okula aç gitmektedir. Sütü, peyniri, yumurtayı lüks tüketim haline getirdiniz. Çocukların sütünden, yumurtasından kestiğiniz vergileri ise Kur Muhafazalı Mevduat ismi altında zenginlere hisse ettiniz. Yandaşlarınız tonlarla götürürken halkın ömrünü ise grama bağladınız. Fakirin sofrasındaki soğanı da elinden aldınız. Kış geldi sobalar, kombiler yanmıyor. Zira halkın cebini yaktınız.
12 BİN 500 LİRA YAPALIM: Çiftçiyi, üreticiyi, esnafı, emekliyi borç batağına sürüklediniz. Bir de durmadan çıkıp “Enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyorsunuz. O halde buyurun, taban fiyatı HDP’nin teklifi olan 12 bin 500 lira yapalım. Lakin yapmayacağınızı ve yapamayacağınızı biliyoruz. Zira siz lakin halktan toplamayı bilirsiniz. 2023’te toplayacağınız vergi 3 trilyon 200 milyar liradır. Muhakkak ki satacak öteki bir şey bırakmadınız, vatandaşa yükleniyorsunuz.
GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK FAİZ LOBİSİ SİZİN İKTİDARINIZ: Dışarıda yandaşlarınıza vergi cenneti yaratırken, içeride ise halka vergi ve artırım cehennemi yaşatıyorsunuz. Meğer 20 yılda yandaşlarınıza dağıttıklarınızı toplasanız 10 katı gelir elde edilir. Halkı düşünüyorsanız, buyurun çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınan adaletli bir vergi nizamını daima birlikte yaratalım, vergi cennetlerini kapatalım. Temel besinlerdeki vergiyi derhal kaldıralım. Yapmazsınız, zira sizin hesabınız oburdur. Faizleri tek haneye indirdik diyorsunuz. Meğer bütçede yurttaşın sırtına yüklediğiniz faiz ödemesi tam 565 milyar TL’dir. Gelmiş geçmiş en büyük faiz lobisi sizin iktidarınızdır. Geçen yıl iktisadın kitabını yazıyordunuz, buyurun artık faizin kitabını yazın. Faizcilik, tefecilik nasıl yapılır dünya âlem görsün. Faiziniz tek hane olabilir fakat zamlarınız, vergileriniz, cezalarınız, TÜİK’e gizlettiğiniz enflasyonunuz üç hanelidir.
Başka bir örnek. Bütçede savunma ve güvenlik harcamaları için 470 milyar TL kaynak ayırdınız. İşte yüksek enflasyonun, işsizliğin ve yoksulluğun nedenlerinden biri de budur. Halka, istihdama değil savaşa bütçe tam da budur. Bu devasa kaynak siyasetsizliğin, siyasi aklı savaş aklına devretmenin iktisada bedelidir.
İNANIN KAYBEDECEKSİNİZ: Bunun sonuçları ise daha fazla büyüyen yoksulluktur, büyüyen sefalettir, açlıktır, borç krizidir. Ancak büyüyen diğer bir şey daha vardır. O da halkın giderek artan öfkesidir, geçinemeyen milyonların itirazıdır. Artık yolun sonuna geldiniz. Halka her gün kaybettirdiğiniz bu talan tertibine kazandıramayacaksınız, kaybedeceksiniz. Bir kere daha söylüyorum kaybedeceksiniz! İnanın kaybedeceksiniz.
Bu kötülük tertibini değiştireceğiz. Rüşvet, yolsuzluk, liyakatsizlik, torpil periyodunuzu kapatacağız. Yandaşlarınıza yarattığınız rant cennetinin kapılarını kapatacağız. Bakın, AKP Genel Lideri yıllar evvel çok net söylemiş: “Eğer 8 yıl öncesi minimum fiyatla aldığın yumurtadan, sütten, ekmekten bugün daha az alıyorsan bize oy verme!” Evet, büyük ekonomist bir kere de olsa doğruyu söylemiş. Bu ekonomisti bir seferlik de olsa dinlemekte yarar var. Halkımız bunun gereğini katiyetle yapmalıdır, yapacağına da yürekten inanıyoruz.
KÜRT SORUNU TÜM İKTİDARLARIN KAZA YAPTIĞI ORTAK VİRAJDIR: Siyasi, iktisadi, toplumsal, toplumsal bütün krizlere kaynaklık eden tarihi bir sorun vardır. O da Kürt meselesidir. Kürt sorunu, Türkiye’de istisnasız tüm iktidarların kaza yaptığı ortak bir virajdır. Artık bakıyoruz, yaklaşan seçimler öncesi Suriye’de tekrar macera peşindesiniz. Enflasyonu ve doları düşüremediniz, haydi Suriye’ye Kobani’yi düşürmeye diyorsunuz. Siz iktidardan gidersiniz fakat Kobane o denli kolay kolay düşmez buna inanmanızı istiyorum. Emelinizi pek âlâ biliyoruz. Rojava’da Kürt halkının demokratik bir statü kazanmamasıdır, başka halklarla ortak demokratik bir gelecek oluşturmamasıdır.
ORADAN SİZE BİR STATÜ ASLA ÇIKMAZ: Buradan söylüyorum, tüm halkımız da bilsin. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yapılan her operasyonun sonucu yeni yıkımlar, vefatlar, binlerce yeni mültecinin Türkiye ve etraf ülkelere göç etmek zorunda bırakılması olacaktır tıpkı vakitte. Türkiye’de halkın sofrasından ekmeğin daha da küçülmesi olacaktır. Şunu da aklınızdan çıkarmayın. Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt halkının statüsüzlüğü üzerine iktidar statünüzü kuramazsınız. Oradan size bir statü asla çıkmaz. Orada halkların demokratik kazanımı ve ortak geleceği vardır. Bunu da siz engelleyemeyeceksiniz. Kürt halkının birlikte yaşadığı halklarla demokratik birliği ve ortak gelecek amacı, birebir vakitte Türkiye’deki demokratik birliğin, bütünleşmenin ve ortak ömrün da teminatıdır. Ortadoğu’da barış içerisinde bir ortada yaşamanın modelidir.
KOBANE’DEN SİZE YENİ BİR İKTİDAR ÇIKMAZ: Sizin çatışmacı siyasetiniz değil halkların demokratik modeli kazanacaktır. Boş yere uğraşmayın; Kobane’den, Münbiç’ten, Tel Rıfat’tan size yeni bir iktidar çıkmaz, çıkmayacaktır. Seçimin sonucunu Suriye’ye attığınız bombaların sesi değil kaynamayan boş tencerelerin sesi, geçinemeyen milyonların itirazı, barış ve demokrasiden yana olan güçlü toplumsal irade belirleyecektir. Buradan Türkiye toplumuna da seslenmek istiyorum: Hamasi nutuklara asla prestij etmeyin. Beka hamaseti arttığında bilin ki yolsuzluklar da artacaktır. Bakın cenazeler gelirken, bakanlardan birinin kuzeni Bodrum’da 180 bin metrekarelik deniz görüntülü arazi ihalesi aldı. Tahlil Sürecinin bitirildiği 2015’ten bu yana Türkiye’de en büyük yolsuzluklar, vurgunlar, rüşvet skandalları yaşandı.
İşte Türkiye’nin fakirleşmesinin en kıymetli nedenlerinden biri bu çatışmacı siyasettir. Bu döngü katiyen değişmek zorundadır. Değişecektir ve biz bunu değiştireceğiz.
TECRİT SİSİYLE PERDELEDİNİZ: Bakınız, Sayın Öcalan 2019’daki son görüşmesinde “Bir haftada çatışma durumunu, çatışma ihtimalini ortadan kaldırırım” dedi. Siz ise görüş aralığında bulunan İmralı’ya tecrit uyguladınız. Görüş arasını tecrit sisiyle perdelediniz. Nemalanmak için sorun çözülmesin diyenlerle paydaşlık kurarak bütün ülkeye kaybettirdiniz. Tecrit, demokratik bir uzlaşıya, özgür bir siyasete ve üniversal hukuka yüz çevirmedir. Kürt sorunu güvenlik konseptiyle ne çözülebilir ne de bastırılabilir. Tecritle bu sorunu görünmez kılamazsınız. Bugün milyonlar tecridin derhal sonlandırılmasını talep etmektedir. O yüzden ısrarla tahlilin diyalog ve müzakerede olduğunu tabir ediyoruz. Zira diyalog, hakikatle yüzleşmenin ön şartıdır. Tahlil yeri ve tabanı parlamentodur, demokratik siyasettir. Siyasi ve toplumsal mutabakattır.
8’Lİ MASA: Anadili hakkı ve onarıcı bir adalet başta olmak üzere üniversal hukuktan doğan haklar bağlamında eşit yurttaşlıkla ve özgürlükçü bir perspektifle bu sorun tahlile kavuşturulabilir. Her gün uçaklarınızı kaldıracağınıza, bu parlamentoda tahlile ve barışa ellerinizi kaldırsanız bu ülkeye en büyük hizmeti yapmış olursunuz. Bu yalnızca HDP’nin bir sıkıntısı de değildir, Türkiye’nin ortak meselesidir. Siyasal muhalefetin de tüm kesitlerin de bu bahiste yürekli olması, elini taşın altına koyması, meseleyle yüzleşmesi gerekir. Kürt probleminde tahlil üretmeyenler gelecekte asla ve asla kelam sahibi olamazlar. AKP-MHP iktidar tertibini değiştirme argümanında olanların, problem savaş siyasetleri olduğunda iktidarın gerisinde saf tutarak 8’li masaya dönüşmemesi gerektiğinin altını kıymetli çizmek istiyorum. Bu tüm toplumun çıkarınadır.
EŞİT YURTTAŞLIK BİRLİKTELİĞİNİ SAĞLAYALIM: Güçlü toplumsal barış, adalet ve yüzleşme için en geniş siyasi toplumsal mutabakatı oluşturalım. Yasaklar ülkesini özgürlükler ülkesine dönüştürmek, hak arama ve örgütlenme özgürlüğünü, eşit ve adil bir yargıyı hayata geçirmek için güç birliği yapalım. Engellilerden emeklilere, EYT’lilerden ataması yapılmayan öğretmenlere, üreticiden esnafa, gençlerden bayanlara, farklı hayat usullerine herkesin haklarını teminat altına alan güçlü bir toplumsal devlet nizamı için en güçlü eşit yurttaşlık birlikteliğini sağlayalım. Toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda hayata geçirmek için, feministlerden tüm bayan hareketlerine en büyük bayan dayanışmasını gerçekleştirelim. Tabiat talanını, rant çarkını durdurmak için ekolojik hayatta çaba birlikteliğini oluşturalım. Bir çocuğun dahi garantisiz ortamda, şiddet sarmalında, açlık ve yoksulluk içinde kalmaması için çabamızı çocukların bugünüyle buluşturalım. Biz tüm bu gayeleri başarma ve yeni bir devri başlatma konusunda sonuna kadar kararlıyız.
KADINLAR BÜYÜK KAZANDI: Türkiye halklarına sözümüzdür. Lisanlarında vizyon, siyasetlerinde ise nefret ve düşmanlık üreten yüzleri bu yüzyılda bırakacağız, ikinci yüzyılı ise halklarımızın yüzyılı yapacağız. Vaktin Jin Jiyan Azadi’yi dünya bayanlarının ortak sesine dönüştüren bayanların, erkek sisteme en büyük noktayı koyacağı yeni bir devri müjdelediğini tabir etmek isterim. Sevgili Bayanlar, eşbaşkanlık modelimiz bayanlar için tarihi bir kazanım oldu. Artık gaye büyütme vaktidir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir bayanı cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsanız bunu başaracağınız yegâne parti, bayan partisi HDP ve bayan ittifakıdır. Bayan gayretinde birleşmek, kenetlenmektir. Gelin İstanbul Kontratı için yürüttüğümüz ortak çabayı, bayanların yöneteceği bir ülke için en büyük gayret mukavelesine daima birlikte dönüştürelim. Ve seçim gecesi diyelim ki; bayanlar kazandı, bayanlar büyük kazandı.
GELİN BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM: Sevgili gençler; ikinci ve genç yüzyıl sizleri beklemektedir. Anahtar sizlerin elindedir. Köhnemiş siyaset periyodunu kapatarak genç siyaseti ülkenin idaresine hâkim kılacak güç sizlersiniz. Gelin birlikte değiştirelim, birlikte dönüştürelim. Gençlerin yönettiği bir tertibi daima birlikte yaratalım.