Politikyol müellifi Alp Akiş, Elon Musk’ın satın almasıyla Twitter’da bir tek adam idaresi başladığına dikkat çekti, bu gelişmenin akabinde platformdaki nefret söylemi içeren paylaşımların arttığını söz etti. Politik olarak da ekonomik olarak da Twitter’in geleceğinin belirsizliğine değinen Akiş, platformun şimdiye kadar hiç olmadığı kadar politik bir alanda olduğunu belirtti.
Alp Akiş’in “Twitter’da Elon Musk dönemi: Ürkütücü ve tanıdık bir hikâye” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Musk’ın söylediği üzere Twitter’daki söz alanının çizgilerini kanunların el verdiği en geniş halde çizip çizmeyeceğini şimdi bilmiyoruz -geçtiğimiz günlerde yaptığı bir paylaşımda yeni prensipler belirlenene kadar mevcut içerik sınırlama uygulamasında hiçbir değişim olmayacağını söyledi. Fakat paydaşların bu türlü düşündüğü açık: Musk’ın Twitter’ı satın almasının akabinde platformdaki nefret telaffuzları ani bir biçimde arttı, bu yeni devirde Twitter’ın gideceği taraftan kaygı duyanlar Mastadon üzere platformlara yöneldi, bu iki gelişmeyi de öngörüp devam edeceğinden şüphelenen büyük reklam şirketleri Twitter’dan aldıkları reklam hizmetlerini dondurmaya karar verdiler. Trump’ın 2024 ABD başkanlık seçimine adaylığını önümüzdeki günlerde açıklayacağı beklentisi de bu çetrefilli devirde Twitter’ın nasıl bir platform olacağı konusunu hem daha kritik hem de daha meçhul kılıyor.
EKONOMİK OLARAK SIKINTI DURUMDA
Geçmişinde büyük ölçüde ziyan eden bir şirket olan ve global piyasaların düşüşüyle alındığı fiyatın çok altında bedellendirilen Twitter’ın başına geçen Musk, reklam gelirlerinin azalmasıyla kendini iddia ettiğinden çok daha sıkıntı bir ekonomik tabloya bakarken buldu. Twitter’ın yeni devirde yaşayacağı en büyük değişikliklerin bu gidişatı bilakis çevirmek niyetiyle verilecek kararlardan kaynaklanacağını fakat bu ekonomik münasebetlerle alınacak kararların tesirinin çok daha geniş olacağını söyleyebiliriz. Musk’ın şirketin başına geçtiği birinci haftada, Twitter çalışanlarının yarısı yani 3 bin 700 kişi işten çıkarıldı. Şirketin karlılığı ismine verildiği söylenen bu kararın sonucunda Twitter’ın şirket kültürünün de önemli bir dönüşüm yaşayacağı öngörülüyor.
(…)
‘TEK ADAM’ DEVRİ VE ÇIKAR ÇATIŞMALARI
Eski yöneticilerin tamamını işten çıkaran Musk, Twitter’ın ‘tek adam’ı oldu. Kamuya açık şirketi satın alıp özelleştiren Musk’ın bu sebeple hissedarlara karşı sorumluluğu da evvelki yönetimlerinkinden çok daha az. Dünyanın en güçlü şahsı olan Musk, dünyanın en büyük platformlarından birini satın alarak kendisini dünyadaki bilgi akışının en kıymetli aktörlerinden biri haline getirdi. Musk’ın, kendi dünya görüşü üzerinden platformda nasıl değişiklikler yapacağını göreceğiz fakat uzmanlar ortasında asıl tasa kaynağı Musk’ın maddi çıkarları etrafında vereceği kararlar.
Musk’ın ferdî servetinin değerli bir kısmı işvereni olduğu elektrikli otomobil devi Tesla’ya bağlı. Tesla’nın ve Musk’ın öbür şirketlerinin kullandığı hammadde ve mineraller dünyanın çeşitli ülkelerinden geliyor, bu şirketlerin ürettiği eserler de onlarca ülkede -denetime tabi olarak- satılıyor. Bu da Musk’ın ferdî servetinin ve şirketlerinin ekonomik durumunda birçok aktörün, bilhassa de politik aktörlerin belirleyici olduğu manasına geliyor.
(…)
‘Arap Baharı’nda oynadığı rol ile siyaset bilimi literatürüne ‘demokratikleştiren teknolojiler’ kavramı altında giren toplumsal medya platformları, demokratlar ismine ‘Arap Baharı’ ile eşit düzeyde bir hayal kırıklığı olacağa benziyor. Daha evvelce şahsî bilgilerin kullanımı, nefret telaffuzları, yanlış bilgi yayılımı, trol hesaplar, kutuplaşma, yankı odaları ve daha birçok kavram üzerinden toplumsal medyanın demokrasiye olan olumsuz tesirleri lisana getiriliyordu; demokratik prensiplere bağlılığı son derece kuşkulu olan dünyanın en güçlü beşerinin Twitter’daki ‘tek adam’ idaresi dünya demokratları ismine düzgün bir gelişme olmayabilir.”(YAZININ TAMAMI)